-
1 мягкий
yumuşak* * *врзyumuşak; tatlı; hafifмя́гкий хлеб — taze ekmek
мя́гкое мя́со — yumuşak et
мя́гкая ко́жа — yumuşak cilt / deri
мя́гкое желе́зо — yumuşak demir
мя́гкий го́лос — yumuşak / tatlı ses
мя́гкая прохла́да — tatlı bir serinlik
мя́гкий свет — tatlı bir ışık
мя́гкий кли́мат — yumuşak iklim
мя́гкий хара́ктер — yumuşak huy
мя́гкий челове́к — mülayim / yumuşak huylu bir adam
мя́гкое наказа́ние — hafif bir ceza
мя́гкий ваго́н — yataklı vagon
мя́гкая ме́бель — kapitone mobilya
мя́гкое кре́сло — kapitone koltuk
••мя́гкий согла́сный (звук) — лингв. yumuşak ünsüz / sessiz
мя́гкая поса́дка — косм. yumuşak iniş
См. также в других словарях:
yumuşak — sf., ğı 1) Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı Pamuk yumuşaktır. 2) Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3) Dokunulduğunda hoş bir duygu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sert — sf., Far. serd 1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı Sert tahta. 2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra 3) Kolay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sertleşmek — nsz 1) Sert bir durum almak, katılaşmak Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti. R. N. Güntekin 2) Gücü artmak, zorlu bir durum almak İklim sertleşti. 3) mec. Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük